23 Ocak 2010 Cumartesi

and maybe I had miles to drive, and promises to keep

bilmiyorum, bilmiyorum da, icimde bir yorgunluk va. bir ufak sikinti, farenin kemirdigi ekmek parcasi kadar ufak.
islak biraz yapis yapis bir kil yumagi hissi veren, midemdeki bir mavi huzun.
bir garip oykuyum ben, basi sonu ortasi birbirine karisan, harfleri icice gectigi icin okunamayan.


geceleri yururken kuruyorum en guzel cumlelerimi, aklimdaki sahnede, tanimadigim izleyicilere konusurken yapiyorum sanatimi, gece zaten o kadar net ve pusluca gercek oluyor ki, istemeden de olsa buyuleyiveriyorum, sanki hep yapabilirmisim gibi, kendi kendimi.

en guzel hikayeleri ben, kendime anlatiyorum.
zaman zaman baskalarina ozendigim oluyor, baskalari gibi sevmek, baskalari gibi sevilmek istedigim zamanlar, baskalari gibi dusunmek, baskalari gibi konusmak, davranmak, uzulmek, bagirmak, cagirmak, yalan soylemek istedigim anlar oluyor. onlarin mutlulugunu tatmak istedigim oluyor.
zaten galiba, biraz da bu yuzden, bir oyuncu olmak istiyorum ben.

oyunculuk, benim icin bir yasam bicimiydi desem. bir bukalemun misali, kurdugum hayallere, kendimi icinde buldugum dunyalara gore tavir, kisilik, ust bas degistirir, kafamin icinde oynardim ben. butun insanlarin ne olduklarini, kim olduklarini kendilerinin sectigine inanmistim, cogu bilincsizce yapsada. bir cok yolun onumde uzandigini goruyordum, hangisinden gitmek istedigimi bilmeden. durup beklemeye karar verdim, cunku ben yurumesem de zaman beni beklemiyor. kanatlarina alip tasiyordu beni.
bekledigim gibi olmadi. ben secmesem de, zaman beni kazalarin icine attikca, rolsuzlukten bir rol cikti orataya. ben oldum. istesem degistirebilecegim bir ben ama yine de bir ben. ben oldugu icinde, degistirmek istemeyecegim bir ben.
boylece ben de, sahnedekilerden biri oluverdim. onceden herkesin rollerine uygun davrandigini sanirdim, simdi fark ediyorum ki, belki de yalnizca istedikleri gibi davraniyorlar, bu da rollerini olusturuyor. cunku ben, oyle yaptigimi biliyorum. yalnizca, istedigim seyleri yapiyorum. baska turlusunde, kendimi gulunc bir aktor gibi hissediyorum sahnede.
ama belki de basindan beri hakliyim ve cogunluk yalnizca rollerine gore oynuyor. bilmenin bir yolu yok, bilmenin fazla bir anlami da yok.

oyunculuk artik yasamamin tek yolu degil. isteklerim eskisi kadar cesitli olmadigindan mi yoksa hepsini zaten oyku olarak yapabildigimden mi bilmiyorum, ama baskalari olmama, bin tane birbirinden ayri 'ben' e gerek kalmadi fazla. demek istedigim, kendi kendime ve geri kalanlara yalan soyleme devrimin bittigi. rahatlatici ,cok feahlatici bir sekilde ustelik. ben olmak hem tembel hem sakin hem de en guldurucu sey.

artik oynamak, baskalariymis gibi yapmak icin ozgurum, sahnede.

Hiç yorum yok: