29 Temmuz 2010 Perşembe

tamma. en bastan ve durustce her seyi yazmanin zamani geldi. Boylee soylemedigim gercekler adi altinda bir sandikta gizledigim ve benligimde kabarciklar olusturup insanlarin suratina patlayan ufak tumorlerden temizlenmis ve soylenmesi gereken her seyi soyledigim icin zekami yeniden takdir edebilecegim. Kulaga hem idealist hem de egoistik gelmesine ragmen aslinda bunu oyunu kaybedecegini bastan bilen birinin insanlarin saygisini kazanmak/korumak veya en azindan oyun bittiginde veya oyunun icindeyken ben demistim demesine yarayacak bir cesit kehanet yontemi, bir sekilde soylemeye firsat ve insan bulamadigim seyleri soylemek icin kullanacagim.

Bakalim nerdeyiz, Ankara, turkiye adinda bir ucuncu dunya ulkesinin bas kenti. Turkiye dunyada cocuk tacizinde basta gelen, ekonomik krizin hala devam ettigi ve bel altindan tekmelerle insanlarin dogrulmasina izin vermedigi, insanlarin kendilerini genelde bu yada su olarak ayirdigi, ikilemlerin sinirsiz oldugu ulkem.
 6312 gundur dunya uzerinde nefes aliyorum, agliyorum ve hareket ediyorum.
Nasil bir baslangic yapmam gerektigini bilmedigim icin belki de en temizi olan liste yontemiyle dalis yaptim, askerdeki gibi, adin yasin cinsiyetin ve butun diger aslinda sizin hakkinizda hic bir sey soylemeyen vidilar gibi.

Hakkimda soylenmeye degecek ne var dusunuyorum. Okumayi ve hayal kurmayi sevdigim mi, oykuler mi, babamin ben kucukken olmus oldugumu, simdiye kadar hic istedigim gibi asik olamadigim mi, bir insan hakkinda soylenmeye degecek ne olabilir ki bilmiyorum. zaman zaman insanlarin hayatini etkilemis oldugum mu, zeki olmam  mi, guzel olmak mi, yazmayi sevmem mi, ismim mi.
bir insan hakkinda onu insan yaptigini soyleyebileceginiz sey nedir.
Bir sure boyunca pesinde oldugum seyin hakikat olarak isimlendirilebilecegini dusundum. Bir cesit hakikat, durustce var olmak, ve hatta oyle bir hakikat ki, sinirlarin bittigi ve duvarlarin herkes icin yikildigi bir dunyada ulasilabilecek, utopik bir hakikat. empati, acik gorusluluk, cesaretle ulasilabilecek bir cesit, soylemeye utansam da, evrensel bir dogru? herkesin birlesebilecegi ortak payda.
dogru cevabin olmadigini kac kere soylemeniz gerekir birilernin anlamasi icin. kac insanin olmesi gerekir.
dogru bir cevabin, herkes icin dogru bir cevabin olmayacagini kabul ediyorum. Kendi sorumu ariyorum. Simdi sorularin pesindeyim.

Hiç yorum yok: