18 Mart 2011 Cuma



nefes alin, nefes verin diye uyuzca devam etti yoga hocasi. feci kakam gelmisti, bu durus zaten inanilmaz canimi sikiyordu bi de nefes al nefes ver diyordu mal, sanki ben deri solunumu yapiyorum amina kodugum.neyse amacina ulasti, derin bi nefes aldim, dedim sakinles buraya meltemi mutlu etmeye geldin. sonra bi daha ofkelendim resmen hic yapmayacam dedigim seyi yapmis, igrenc bi heteroya donusmustum. bi durdum, kendime haksizlik yaptigim ve bos yere ofkelendigim hissi alttan alta beni durttu "sevdiklerimiz icin fedakarlik..." kismina kadar geldi tren sonra kayis koptu. kisisel gelisimci miyim ulan ben, mal miyim, manyak miyim, ne fedakarligi biz mutualist miyiz, neden kendi hayatlarimiz olamiyor, neden gunun her bi saatini beraber gecirmek icin kendimi kasmak zorundayim, hem bu iliskinin erkegi ben miyim, neden birbirimize boyle seyler yapiyoruz gibi dusunceler bi top olusturup cizgi filmimsi bi havada kafamda yuvarlanarak geriye kalan butun uyumlulugu ezip gecti. ehyter bre deyip kalkmaya calistim ama vucudumun tuhaf pozisyonu ancak boguk bi fisiltiya el verdi. bozuntuya vermedim, sevgilimin ve sinifin saskin bakislari onunda sinifi terk edeyazdim.yalniz tam kapiyi actim cikiyorum sesim bi kere daha benden bagimsiz sonra gorusuruz dedi, ne dusunduler kim bilir, meltem'e soyledigimi anlamislar midir?
tam kapiyi arkamdan kapadim ki ustume bi sinir geldi. off simdi meltem gelicek ne oldu diycek, niye gittin diycek, kabaydi mabaydi diycek, ben de tabi bi bok diyemiycem, madem hoslanmiyorum neden ilk basta kabul etttim,hic gitmemeliydim, aptal gibi hissediyorum,  bu benim hatam, offf lanet. neyse tabi bunlari dusunurken durmadim, yurumeye devam ettim. sutyenim de acayip sikiyordu, tuvalete girer girmez cikardigim ikinci sey o oldu.sonra da ustumu degistirip sokaga ciktim, meltemin sevmedigi sigaradan da bi tane yaktim, hayir oyleisne sigara icen biri de degilim aslina, soyle yemeklerden sorna sirf keyfine bir iki tane icerim, ama bi kere isyan ettim ya, madem tam olsun filan diye dusundu heralde bilincaltim. yada belki cok faza amerikan filmi izlemistim. zaten hayamina kodugumun hayati da, yoga kursu da, meltemi de, sigaram da, istanbulun bu kararmak uzere olan hali de, su kaldirimlar da, kendimi icine soktugum dramada of kustururcasina amerikanruyasi kokuyordu. sigarayi attim, islik calmaya basladim. karsidan gecenler de amma garip bakiyor da en azindan bi film olmadigimiz belli oldu. eeeeh oturdum bi tas banka. bi gozlerimi kapadim, bi actim. bi derin nefes aldim, gulumsedim. aksam ne guzel, aksam. pis havayi icime cektim, insnalara baktim bir yandan da, cocuklar filan geciyordu, biri de cok sevimsizdi tam onumden gecti sebek, genis genis gulumsedim. yalniz bir an benim cocuklarim diye basladi bi seytan icimde, bicakladim susturdum onu, yeni bulunmus keyfimi kaybetmek istemedim. yoksa simdi ne olmayacak cocuklardan, ne bi turlu bulunmayan partnerlerden ne de 3. dunya ulkelerinden dusunmek istiyordum, yildizlara baktim, onlarda daha cikmamisti zindiklar.
elimi yanagima koydum, ne yumusak yanagim var, dokunmak ne guzel. sonra biraz daha gulumsedim. elimi cantama atip karistirdim biraz, sigara pakedini ve cagmagi cikarip bir tane daha yaktim. simdi keyifliydim, bide keyif sigaram oh be iste bu. kafami gok yuzune cevirdim bir daha, hafif karanlikti simdi her yer ama bulutlari az biraz seciyordum.  istanbulu bilmem ama ankaranin en sevdigim seyi gok yuzudur. istanbula gelince, deniz hep biraz midemi bulandirmistir eger ada yakinlarinda degilsek. ama o gun batimlari, bide artik olmayan haydarpasanin hayaletinin ugursuzca, bu sehre yakisan bi ugursuzlukla yukselmesi gunbatiminda.sirf vapura binmek icin binerdim bazen, iki iskele arasinda vapurdan inmeden gider gelirdim, Meltemle de oyle tanismistik, bi donuste yanima oturmustu, baktim hos kiz hafifce kestim. ne olduysa oldu normalde pek yapmayacagi bir hareket yapti, uttu bi yabacinin gulumsemesine karsilik verdi, sonra da konusmaya basladik. etkileri kisa surecek (iskeleye kadar) guzel bir tesaduf gibiydi.
ne konustuk bu aksam bile hic hatirlamiyorum, iste bunun donusum oldugunu soyledim, yillardir istanbulda oldugumu, en sevdigim yerin denizin ortasi, yolun yol oldugunu, oyle her zamanki gibi sacmaladim iste. ben farkinda degildim ama o da hoslanmisti benden, romantik bi kiz  meltem, dusunuyorum da hoslanmamasi cok da mumkun degilmis zaten. tabi ben onunda memeyi benim kadar sevdigini bilmedigim icin, oylesine konusuyorum, kendime gore yorumlar yapiyorum, araya hayatta anlamayacagini dusundugum espriler sokusturmak gibi filan, tam bi ego masturbasyonu, ama allahtan kiz sevimli, ben de faza rahatim, rihtima yanastigimizda en cok kendimle dalga gecmisim, aramizda hala titresen bi nese var. o da bundan aldigi cesaretle heralde senin cok isin yoktur boye vapurla git gel yapiyorsan habire, gel bi kahve minvalinde bir seyler dedi, kahve hic sevmedigimi soylemek icin agzimi actim ama iyi ki libidom benden once davranip olur gibi bir seyler geveledi, sonra baktim, kadikoyde bir yerde oturuyoruz. iste ondan konus bundan konus derken ben tabi sordum kilit soruyu, ee hayatinda var mi birileri dedim, dememle bir durdu, o soya sutlu igrenc lattesinden bi yudum daha aldi, su siralar yok dedi. hay dedim eger simdi zor bi iliskiden yeni ciktim muhabbeti geliyorsa, tuvalete filan der cikarim, ama korkularim gercege donusmedi. oyle bi gulumsedi once, flortozdu de bic, sen dedi. bende oyle dedim. iste asil riski simdi oynuyordum, ya kalkar giderdi yada blofunu acardi, son kiz arkadasim beni cok kadinsi buluyormus dedim, yuzunu izleyerek, ama ta o zamandan belliydi o yoga salonuna girecegim, son anda gozlerimi elimdeki cay kupasina kaydirmamdan. ses cikmadi kizdan, baktim, gulumsuyor. dedim iste bu be, yerim seni. ama tabi kendime ket vurdum birazdan, fazla da umitlenmenin alemi yok kadin belki de sadece anlayisli filan ama yok, elimi tuttu, benimki de oyle bir sey mi dedi ne. bilmiyorum, sonraki an sanki masa kaybolmustu, olmadigimiz kadar yakinlasmistik, eleleydik.
iste o salona girisimin ilk adimi boylece atilmis oldu.

Hiç yorum yok: